Şükr kelimesi bulunan ayetler Sabr kelimesi bulunan ayetler Namaz kelimesi bulunan ayetler Zekat kelimesi bulunan ayetler Cennet kelimesi bulunan ayetler Cehennem kelimesi bulunan ayetler
Kuranı Kerim
Matematik Matematik soruları
Mehmet Açar yazılım

Azap ile ilgili ayetler

Kuran-ı Kerim 3 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 10 nolu ayeti
Onların kalblerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 9 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 59 nolu ayeti
Fakat zalimler, kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Bunun üzerine biz, yapmakta oldukları kötülükler sebebiyle zalimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.

Kuran-ı Kerim 12 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 79 nolu ayeti
Elleriyle (bir) Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için «Bu Allah katındandır» diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların!

Kuran-ı Kerim 13 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 85 nolu ayeti
Bu misakı kabul eden sizler, (verdiğiniz sözün tersine) birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir zümreyi yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı birleşiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmak size haram olduğu halde (hem çıkarıyor hem de) size esirler olarak geldiklerinde fidye verip onları kurtarıyorsunuz. Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir.

Kuran-ı Kerim 14 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 90 nolu ayeti
Allah'ın kullarından dilediğine peygamberlik ihsan etmesini kıskandıkları için Allah'ın indirdiğini (Kur'an'ı) inkâr ederek kendilerini harcamaları ne kötü bir şeydir! Böylece onlar, gazap üstüne gazaba uğradılar. Ayrıca kâfirler için alçaltıcı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 15 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 96 nolu ayeti
Yemin olsun ki, sen onları yaşamaya karşı insanların en düşkünü olarak bulursun. Putperestlerden her biri de arzular ki, bin sene yaşasın. Oysa yaşatılması onu azaptan uzaklaştırmaz. Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür.

Kuran-ı Kerim 16 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 104 nolu ayeti
Ey iman edenler! «Râinâ» demeyin, «unzurnâ» deyin. (Söylenenleri) dinleyin. Kâfirler için elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 17 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 107 nolu ayeti
(Yine) bilmez misin, göklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlığı yalnızca Allah'ındır? Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

Kuran-ı Kerim 19 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 126 nolu ayeti
İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!

Kuran-ı Kerim 24 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 155 nolu ayeti
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele!

Kuran-ı Kerim 24 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 158 nolu ayeti
Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir.

Kuran-ı Kerim 24 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 159 nolu ayeti
İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyet yolunu -kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder.

Kuran-ı Kerim 26 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 174 nolu ayeti
Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi (âhir zaman Peygamberinin vasıflarını) gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 26 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 175 nolu ayeti
Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!

Kuran-ı Kerim 26 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 176 nolu ayeti
O azabın sebebi, Allah'ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır. (Buna rağmen farklı yorum yapıp) kitapta ayrılığa düşenler, elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir.

Kuran-ı Kerim 27 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 178 nolu ayeti
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 31 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 201 nolu ayeti
Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler.

Kuran-ı Kerim 32 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 204 nolu ayeti
İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah'ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.

Kuran-ı Kerim 49 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 284 nolu ayeti
Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ındır. İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir, sonra dilediğini affeder, dilediğine de azap eder. Allah her şeye kadirdir.

Kuran-ı Kerim 50 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 3,4 nolu ayeti
(Resûlüm!) O, sana Kitab'ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak tedricen indirmiş; daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ile İncil'i indirmişti. Furkan'ı da indirdi. Bilinmeli ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir.

Kuran-ı Kerim 52 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 16 nolu ayeti
(Bu nimetler) «Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!» diyen;

Kuran-ı Kerim 52 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 21 nolu ayeti
Allah'ın âyetlerini inkâr edenler, haksız yere peygamberlerin canlarına kıyanlar ve adaleti emreden insanları öldürenler (yok mu), onlara acı bir azabı müjdele!

Kuran-ı Kerim 57 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 56 nolu ayeti
İnkâr edenler var ya, onları dünya ve ahirette şiddetli bir azaba çarptıracağım; onların hiç yardımcıları da olmayacak.

Kuran-ı Kerim 59 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 77 nolu ayeti
Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 61 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 88 nolu ayeti
Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.

Kuran-ı Kerim 61 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 91 nolu ayeti
Gerçekten, inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden -fidye olarak dünya dolusu altın verecek olsa dahi- kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır; hiç yardımcıları da yoktur.

Kuran-ı Kerim 63 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 105 nolu ayeti
Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 63 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 106 nolu ayeti
Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir).

Kuran-ı Kerim 66 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 127,128 nolu ayeti
Allah, kâfirlerden bir kısmının kökünü kessin veya onları perişan etsin, böylece bozulmuş bir halde dönüp gitsinler -ki bu işte senin yapacağın bir şey yoktur- yahut (müslüman olsunlar da) tevbelerini kabul etsin, ya da (ısrar ederlerse) onlara azap etsin diye (Allah Bedir'de size yardım etti). Çünkü onlar zalimdirler.

Kuran-ı Kerim 66 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 129 nolu ayeti
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.

Kuran-ı Kerim 73 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 176 nolu ayeti
(Resûlüm) İnkârda yarışanlar sana kaygı vermesin. Çünkü onlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onlara, ahiretten yana bir nasip vermemek istiyor. Onlar için çok büyük bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 73 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 177 nolu ayeti
Şurası muhakkak ki, imanı verip inkârı alanlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Onlar için elîm bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 73 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 178 nolu ayeti
İnkâr edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak günahlarını arttırmaları için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 74 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 181 nolu ayeti
«Gerçekten Allah fakir, biz ise zenginiz» diyenlerin sözünü andolsun ki Allah işitmiştir. Onların (bu) dediklerini, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ile birlikte yazacağız ve diyeceğiz ki: Tadın o yakıcı azabı!

Kuran-ı Kerim 75 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 188 nolu ayeti
Sanma ki ettiklerine sevinen, yapmadıkları ile övülmek isteyenler, evet, sanma ki onlar azaptan kurtulacaklardır. Onlar için elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 75 . sayfasında bulunan,Al-i İmran süresinin 191 nolu ayeti
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru!

Kuran-ı Kerim 79 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 14 nolu ayeti
Kim Allah'a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 80 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 18 nolu ayeti
Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca «Ben şimdi tevbe ettim» diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.

Kuran-ı Kerim 84 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 37 nolu ayeti
Bunlar cimrilik eden ve insanlara da cimriliği tavsiye eden, Allah'ın kendilerine lütfundan verdiğini gizleyen kimselerdir. Biz, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırladık.

Kuran-ı Kerim 93 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 93 nolu ayeti
Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.

Kuran-ı Kerim 95 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 102 nolu ayeti
Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan (bu) diğer gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

Kuran-ı Kerim 99 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 138 nolu ayeti
Münafıklara, kendileri için acı bir azap olduğunu müjdele!

Kuran-ı Kerim 100 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 147 nolu ayeti
Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir.

Kuran-ı Kerim 101 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 151 nolu ayeti
İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

Kuran-ı Kerim 102 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 160,161 nolu ayeti
Yahudilerin zulmü sebebiyle, bir de çok kimseyi Allah yolundan çevirmeleri, menedildikleri halde faizi almaları ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemeleri yüzünden kendilerine (daha önce) helâl kılınmış bulunan temiz ve iyi şeyleri onlara haram kıldık; ve içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık.

Kuran-ı Kerim 104 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 173 nolu ayeti
İman edip iyi işler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulurlar. (Kendilerini Allah'ın azabından kurtaracak bir kimse bulamazlar.)

Kuran-ı Kerim 110 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 18 nolu ayeti
Yahudiler ve hıristiyanlar «Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz» dediler. De ki: Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu siz de O'nun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mülkiyeti Allah'a aittir. Sonunda dönüş de ancak O'nadır.

Kuran-ı Kerim 112 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 33 nolu ayeti
Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

Kuran-ı Kerim 112 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 36 nolu ayeti
Şüphe yok ki kâfir olanlar, yer yüzündeki her şey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 113 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 37 nolu ayeti
Ateşten çıkmak isterler, fakat onlar oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 113 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 40 nolu ayeti
Bilmez misin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah'a aittir; dilediğine azap eder ve dilediğini bağışlar. Allah her şeye hakkıyle kadirdir.

Kuran-ı Kerim 113 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 41 nolu ayeti
Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle «inandık» diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. «Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!» derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 119 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 73 nolu ayeti
Andolsun «Allah, üçün üçüncüsüdür» diyenler de kâfir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah'dan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı bir azap isabet edecektir.

Kuran-ı Kerim 120 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 80 nolu ayeti
Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!

Kuran-ı Kerim 122 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 94 nolu ayeti
Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki gizlide (kimsenin görmediği yerde, gerçekten) kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 126 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 115 nolu ayeti
Allah da şöyle buyurdu: Ben onu size şüphesiz indireceğim; ama bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, kâinatta hiç bir kimseye etmediğim azabı ona edeceğim!

Kuran-ı Kerim 126 . sayfasında bulunan,Maide süresinin 118 nolu ayeti
Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin» dedi.

Kuran-ı Kerim 128 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 15 nolu ayeti
De ki: Ben, Rabbim'e isyan edersem gerçekten büyük bir günün (kıyametin) azabından korkarım.

Kuran-ı Kerim 128 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 16 nolu ayeti
O gün kim azaptan kurtarılırsa, gerçekten Allah onu esirgemiştir. İşte apaçık kurtuluş budur.

Kuran-ı Kerim 130 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 30 nolu ayeti
Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olayı), hak değil miymiş? diyecek. Onlar da «Rabbimize andolsun ki evet!» diyecekler. Allah da, Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın! diyecek.

Kuran-ı Kerim 131 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 40 nolu ayeti
De ki: Ne dersiniz; size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip çatıverse size, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru sözlü iseniz (söyleyin bakalım)!

Kuran-ı Kerim 131 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 43 nolu ayeti
Hiç olmazsa, onlara bu şekilde azabımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını câzip gösterdi.

Kuran-ı Kerim 132 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 47 nolu ayeti
De ki: Söyler misiniz; size Allah'ın azabı ansızın veya açıkça gelirse, zalim toplumdan başkası mı helâk olur?

Kuran-ı Kerim 132 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 49 nolu ayeti
Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, yoldan çıkmalarından dolayı onlar azap çekeceklerdir.

Kuran-ı Kerim 134 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 65 nolu ayeti
De ki: «Allah'ın size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe ya da birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya gücü yeter.» Bak, anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz!

Kuran-ı Kerim 135 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 70 nolu ayeti
Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 138 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 93 nolu ayeti
Allah'a karşı yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken «Bana da vahyolundu» diyenden ve «Ben de Allah'ın indirdiği âyetlerin benzerini indireceğim» diyenden daha zalim kim vardır! O zalimler, ölümün (boğucu) dalgaları içinde, melekler de pençelerini uzatmış, onlara: «Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun âyetlerine karşı kibirlilik taslamış olmanızdan ötürü, bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız!» derken onların halini bir görsen!

Kuran-ı Kerim 142 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 124 nolu ayeti
Onlara bir âyet geldiğinde, Allah'ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız, dediler. Allah, peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.

Kuran-ı Kerim 147 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 147 nolu ayeti
Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.

Kuran-ı Kerim 147 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 148 nolu ayeti
Putperestler diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.

Kuran-ı Kerim 148 . sayfasında bulunan,En'am süresinin 157 nolu ayeti
Yahut «Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk» demeyesiniz diye (Kur'an'ı indirdik). İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidayet ve rahmet geldi. Kim, Allah'ın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalimdir! Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.

Kuran-ı Kerim 150 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 4 nolu ayeti
Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi.

Kuran-ı Kerim 154 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 38 nolu ayeti
Allah buyuracak ki: «Sizden önce geçmiş cin ve insan toplulukları arasında siz de ateşe girin!» Her ümmet girdikçe yoldaşlarına lânet edecekler. Hepsi birbiri ardından orada (cehennemde) toplanınca, sonrakiler öncekiler için, «Ey Rabbimiz! Bizi işte bunlar saptırdılar! Onun için onlara ateşten bir kat daha fazla azap ver!» diyecekler. Allah da: Zaten herkes için bir kat daha fazla azap vardır, fakat siz bilmezsiniz, diyecektir.

Kuran-ı Kerim 154 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 39 nolu ayeti
Öncekiler de sonrakilere derler ki: Sizin bize bir üstünlüğünüz yok. O halde siz de yaptıklarınıza karşılık azabı tadın!

Kuran-ı Kerim 157 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 58 nolu ayeti
Rabbinin izniyle güzel memleketin bitkisi (güzel) çıkar; kötü olandan ise faydasız bitkiden başka birşey çıkmaz. İşte biz, şükreden bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.

Kuran-ı Kerim 158 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 71 nolu ayeti
(Hûd) dedi ki: «Üzerinize Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir. Haklarında Allah'ın hiçbir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!»

Kuran-ı Kerim 158 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 73 nolu ayeti
Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin; sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. O da, size bir mucize olarak Allah'ın şu devesidir. Onu bırakın, Allah'ın arzında yesin, (içsin); ona kötülük etmeyin; sonra sizi elem verici bir azap yakalar.

Kuran-ı Kerim 159 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 77 nolu ayeti
Derken o dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar da: Ey Salih! Eğer sen gerçekten peygamberlerdensen bizi tehdit ettiğin azabı bize getir, dediler.

Kuran-ı Kerim 162 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 97 nolu ayeti
Yoksa o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?

Kuran-ı Kerim 162 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 99 nolu ayeti
Allah'ın azabından emin mi oldular? Fakat ziyana uğrayan topluluktan başkası, Allah'ın (böyle) mühlet vermesinden emin olamaz.

Kuran-ı Kerim 165 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 134 nolu ayeti
Azap üzerlerine çökünce, «Ey Musa! sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et; eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrailoğullarını seninle göndereceğiz» dediler.

Kuran-ı Kerim 165 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 135 nolu ayeti
Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.

Kuran-ı Kerim 169 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 156 nolu ayeti
Bize, bu dünyada da iyilik yaz ahirette de. Şüphesiz biz sana döndük.» Allah buyurdu ki: Kimi dilersem onu azabıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu, sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.

Kuran-ı Kerim 170 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 162 nolu ayeti
Fakat onlardan zalim olanlar, sözü, kendilerine söylenenden başkasıyla değiştirdiler. Biz de zulmetmelerinden ötürü üzerlerine gökten bir azap gönderdik.

Kuran-ı Kerim 171 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 164 nolu ayeti
İçlerinden bir topluluk: «Allah'ın helâk edeceği yahut şiddetli bir şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?» dedi. (Öğüt verenler) dediler ki: Rabbinize mazeret beyan edelim diye bir de sakınırlar ümidiyle (öğüt veriyoruz).

Kuran-ı Kerim 171 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 165 nolu ayeti
Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, biz de kötülükten men edenleri kurtardık, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık.

Kuran-ı Kerim 177 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 13 nolu ayeti
Bu söylenenler, onların Allah'a ve Resûlüne karşı gelmelerinden ötürüdür. Kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki Allah, azabı şiddetli olandır.

Kuran-ı Kerim 177 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 14 nolu ayeti
İşte bu yenilgi size Allah'ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kâfirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır.

Kuran-ı Kerim 178 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 25 nolu ayeti
Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir.

Kuran-ı Kerim 179 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 32 nolu ayeti
Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.

Kuran-ı Kerim 179 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 33 nolu ayeti
Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir.

Kuran-ı Kerim 180 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 34 nolu ayeti
Onlar Mescid-i Haram'ın mütevellîleri olmadıkları halde (müminleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın mütevellîleri takvâ sahiplerinden başkaları değildir. Fakat onların çoğu bunu bilmez.

Kuran-ı Kerim 182 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 48 nolu ayeti
Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve: Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi (melekleri) görüyorum, ben Allah'tan korkuyorum; Allah'ın azabı şiddetlidir, dedi.

Kuran-ı Kerim 182 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 50 nolu ayeti
Melekler yüzlerine ve arkalarına vurarak ve «Tadın yakıcı cehennem azabını» (diyerek) o kâfirlerin canlarını alırken onları bir görseydin!

Kuran-ı Kerim 184 . sayfasında bulunan,Enfal süresinin 68 nolu ayeti
Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.

Kuran-ı Kerim 186 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 3 nolu ayeti
Hacc-ı ekber (en büyük hac) gününde Allah ve Resûlünden insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü müşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz bilin ki, siz Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz. (Ey Muhammed)! o kâfirlere elem verici bir azabı müjdele!

Kuran-ı Kerim 189 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 26 nolu ayeti
Sonra Allah, Resûl'ü ile müminler üzerine sekînetini (sükûnet ve huzur duygusu) indirdi, sizin görmediğiniz ordular (melekler) indirdi de kâfirlere azap etti. İşte bu, o kâfirlerin cezasıdır.

Kuran-ı Kerim 191 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 34 nolu ayeti
Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!

Kuran-ı Kerim 192 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 39 nolu ayeti
Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) O'na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir.

Kuran-ı Kerim 194 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 52 nolu ayeti
De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.

Kuran-ı Kerim 195 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 55 nolu ayeti
(Ey Muhammed!) Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor.

Kuran-ı Kerim 195 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 61 nolu ayeti
(Yine o münafıklardan:) O (Peygamber, her söyleneni dinleyen) bir kulaktır, diyerek peygamberi incitenler de vardır. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır. Çünkü o Allah'a inanır, müminlere güvenir ve o, sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah'ın Resûlüne eziyet edenler için mutlaka elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 196 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 66 nolu ayeti
(Boşuna) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Sizden (tevbe eden) bir gurubu bağışlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarından dolayı azap edeceğiz.

Kuran-ı Kerim 196 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 68 nolu ayeti
Allah erkek münafıklara da kadın münafıklara da kâfirlere de içinde ebedî kalacakları cehennem ateşini vâdetti. O, onlara yeter. Allah onlara lânet etmiştir! Onlar için devamlı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 198 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 74 nolu ayeti
(Ey Muhammed! O sözleri) söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü elbette söylediler ve müslüman olduktan sonra kâfir oldular. Başaramadıkları bir şeye (Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler. Ve sırf Allah ve Resûlü kendi lütuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar. Eğer tevbe ederlerse onlar için daha hayırlı olur. Yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de elem verici bir azaba çarptıracaktır. Yeryüzünde onların ne dostu ne de yardımcısı vardır.

Kuran-ı Kerim 198 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 79 nolu ayeti
Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya çevirmiştir. Ve onlar için elem verici azap vardır.

Kuran-ı Kerim 199 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 85 nolu ayeti
Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah, bunlarla ancak dünyada onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının güçlükle çıkmasını istiyor.

Kuran-ı Kerim 200 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 90 nolu ayeti
Bedevîlerden, (mazeretleri olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve Resûlüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara elem verici bir azap erişecektir.

Kuran-ı Kerim 202 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 101 nolu ayeti
Çevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları. Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir.

Kuran-ı Kerim 202 . sayfasında bulunan,Tevbe süresinin 106 nolu ayeti
(Sefere katılmayanlardan) diğer bir gurup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap eder veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir.

Kuran-ı Kerim 207 . sayfasında bulunan,Yunus süresinin 4 nolu ayeti
Allah’ın gerçek bir vâdi olarak hepinizin dönüşü ancak O’nadır. Çünkü O, mahlûkatı önce (yoktan) yaratır, sonra da iman edip iyi işler yapanlara adaletle mükâfat vermek için (onları huzuruna) geri çevirir. Kâfir olanlara gelince, inkâr etmekte oldukları şeylerden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 209 . sayfasında bulunan,Yunus süresinin 15 nolu ayeti
Onlara âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler: Ya bundan başka bir Kur’an getir veya bunu değiştir! dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, bana vahyolunandan başkasına uymam. Çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım.

Kuran-ı Kerim 213 . sayfasında bulunan,Yunus süresinin 50 nolu ayeti
De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah’ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsınız?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!

Kuran-ı Kerim 213 . sayfasında bulunan,Yunus süresinin 52 nolu ayeti
Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, «Ebedî azabı tadın!» denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?

Kuran-ı Kerim 214 . sayfasında bulunan,Yunus süresinin 54 nolu ayeti
(O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda eder. Ve azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.

Kuran-ı Kerim 215 . sayfasında bulunan,Yunus süresinin 70 nolu ayeti
Dünyada bir miktar geçim (sağlarlar), sonra dönüşleri bizedir; sonra da inkâr etmekte oldukları şeylerden ötürü onlara şiddetli azabı tattırırız.

Kuran-ı Kerim 218 . sayfasında bulunan,Yunus süresinin 96,97 nolu ayeti
Gerçekten haklarında Rabbinin sözü (hükmü) sabit olanlar, kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.

Kuran-ı Kerim 219 . sayfasında bulunan,Yunus süresinin 98 nolu ayeti
Yunus’un kavmi müstesna, (halkını yok ettiğimiz ülkelerden) herhangi bir ülke halkı, keşke (kendilerine azap gelmeden) iman etse de bu imanları kendilerine fayda verseydi! Yunus’un kavmi iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rüsvaylık azabını kaldırdık ve onları bir süre (dünya nimetlerinden) faydalandırdık.

Kuran-ı Kerim 220 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 3 nolu ayeti
Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.»

Kuran-ı Kerim 221 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 8 nolu ayeti
Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek, mutlaka «Onun gelmesini engelleyen nedir?» derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Ve alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatacaktır.

Kuran-ı Kerim 223 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 20 nolu ayeti
Onlar yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir; onların Allah'tan başka (yardım isteyecekleri) dostları da yoktur. Onların azabı kat kat olacaktır. Çünkü onlar (gerçekleri) ne görebiliyorlar ne de kulak veriyorlardı.

Kuran-ı Kerim 223 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 26 nolu ayeti
Allah'tan başkasına tapmayın! Ben, size (gelecek) elem verici bir günün azabından korkuyorum.»

Kuran-ı Kerim 225 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 39 nolu ayeti
Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve sürekli bir azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz.»

Kuran-ı Kerim 226 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 48 nolu ayeti
Denildi ki: Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in! Kendilerini (dünyada) faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabın dokunacağı ümmetler de olacaktır.

Kuran-ı Kerim 227 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 58 nolu ayeti
Emrimiz gelince, Hûd'u ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, onları ağır bir azaptan kurtuluşa erdirdik.

Kuran-ı Kerim 228 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 64 nolu ayeti
Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah'ın devesi. Onu bırakın, Allah'ın arzında yesin (içsin). Ona kötülük dokundurmayın; sonra sizi yakın bir azap yakalar.

Kuran-ı Kerim 229 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 76 nolu ayeti
(Melekler dediler ki): Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!

Kuran-ı Kerim 230 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 84 nolu ayeti
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin! Sizin için ondan başka tanrı yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zira ben sizi hayır (ve bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.

Kuran-ı Kerim 231 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 93 nolu ayeti
Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim.»

Kuran-ı Kerim 232 . sayfasında bulunan,Hud süresinin 103 nolu ayeti
İşte bunda, ahiret azabından korkanlar için elbette bir ibret vardır. O gün bütün insanların bir araya toplandığı bir gündür ve o gün (bütün mahlûkatın) hazır bulunduğu bir gündür.

Kuran-ı Kerim 247 . sayfasında bulunan,Yusuf süresinin 110 nolu ayeti
Nihayet peygamberler ümitlerini yitirip de kendilerinin yalana çıkarıldıklarını sandıkları sırada onlara yardımımız gelir ve dilediğimiz kimse kurtuluşa erdirilir. (Fakat) suçlular topluluğundan azabımız asla geri çevrilmez.

Kuran-ı Kerim 249 . sayfasında bulunan,Ra'd süresinin 6 nolu ayeti
(Müşrikler) senden iyilikten önce kötülüğü çabucak istiyorlar. Halbuki onlardan önce ibret alınacak nice azap örnekleri gelip geçmiştir. Doğrusu insanlar kötülük ettikleri halde Rabbin onlar için mağfiret sahibidir. (Bununla beraber) Rabbinin azabı da çok şiddetlidir.

Kuran-ı Kerim 249 . sayfasında bulunan,Ra'd süresinin 13 nolu ayeti
Gök gürültüsü Allah'ı hamd ile tesbih eder. Melekler de O'nun heybetinden dolayı tesbih ederler. Onlar, Allah hakkında mücâdele edip dururken O, yıldırımlar gönderip onlarla dilediğini çarpar. Ve O, azabı pek şiddetli olandır.

Kuran-ı Kerim 252 . sayfasında bulunan,Ra'd süresinin 32 nolu ayeti
Andolsun, senden önceki peygamberlerle de alay edildi de ben inkâr edenlere mühlet verdim, sonra da onları yakaladım. (Görseydin ki) azabım nasılmış!

Kuran-ı Kerim 252 . sayfasında bulunan,Ra'd süresinin 34 nolu ayeti
Dünya hayatında onlara sadece bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha şiddetlidir. Onları Allah'tan (onun azabından) koruyacak kimse de yoktur.

Kuran-ı Kerim 254 . sayfasında bulunan,İbrahim süresinin 2 nolu ayeti
O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!

Kuran-ı Kerim 255 . sayfasında bulunan,İbrahim süresinin 7 nolu ayeti
«Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti.»

Kuran-ı Kerim 256 . sayfasında bulunan,İbrahim süresinin 17 nolu ayeti
Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır.

Kuran-ı Kerim 257 . sayfasında bulunan,İbrahim süresinin 21 nolu ayeti
(Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: «Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?» Onlar da diyecekler ki: «(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur.»

Kuran-ı Kerim 257 . sayfasında bulunan,İbrahim süresinin 22 nolu ayeti
(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: «Şüphesiz Allah size gerçek olanı vâdetti, ben de size vâdettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi (inkâra) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim.» Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 260 . sayfasında bulunan,İbrahim süresinin 44 nolu ayeti
Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: «Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım» diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki:) «Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemiş miydiniz?»

Kuran-ı Kerim 263 . sayfasında bulunan,Hicr süresinin 50 nolu ayeti
Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir.

Kuran-ı Kerim 268 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 26 nolu ayeti
Onlardan öncekiler de (peygamberlere) hile yapmışlardı. Sonunda Allah da onların binalarını temellerinden söktü üstlerindeki tavan da tepelerine çöktü. Bu azap onlara, farkedemedikleri bir yerden gelmişti.

Kuran-ı Kerim 271 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 45,46 nolu ayeti
Kötülük tuzakları kuranlar, Allah'ın, kendilerini yere geçirmeyeceğinden veya kendilerine bilemeyecekleri bir yerden azabın gelmeyeceğinden veya onlar dönüp dolaşırlarken Allah'ın kendilerini yakalamayacağından emin mi oldular? Onlar (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir.

Kuran-ı Kerim 272 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 63 nolu ayeti
Allah'a andolsun, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) göndermişizdir. Fakat şeytan onlara işlerini süslü gösterdi de (iman etmediler). işte o, bugün onların velisidir. Ve onlar için elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 275 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 85 nolu ayeti
O zulmedenler azabı gördüklerinde, artık onlardan azap hafifletilmez, onlara mühlet de verilmez.

Kuran-ı Kerim 276 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 88 nolu ayeti
İnkâr edip de (insanları) Allah yolundan alıkoyanlar var ya, işte onlara, yapmakta oldukları bozgunculuklar sebebiyle, azaplarını kat kat artıracağız.

Kuran-ı Kerim 277 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 94 nolu ayeti
Yeminlerinizi aranızda fesada araç edinmeyin, aksi halde (İslâm'da) sebat etmişken ayağınız kayar da (insanları) Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle (dünyada) kötülüğü tadarsınız. Sizin için (ahirette de) büyük bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 278 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 104 nolu ayeti
Allah'ın âyetlerine inanmayanlar yok mu, kuşkusuz Allah onları doğru yola iletmez ve onlar için elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 278 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 106 nolu ayeti
Kim iman ettikten sonra Allah'ı inkâr ederse -kalbi iman ile dolu olduğu halde (inkâra) zorlanan başka- fakat kim kalbini kâfirliğe açarsa, işte Allah'ın gazabı bunlaradır; onlar için büyük bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 279 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 113 nolu ayeti
Andolsun ki, onlara kendilerinden peygamber geldi de onu yalanladılar. Onlar zulmederlerken azap onları yakalayıverdi.

Kuran-ı Kerim 279 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 117 nolu ayeti
(Kazandıkları) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 282 . sayfasında bulunan,İsra süresinin 10 nolu ayeti
Ahirete inanmayanlara gelince, onlar için de elemli bir azap hazırlamışızdır.

Kuran-ı Kerim 282 . sayfasında bulunan,İsra süresinin 15 nolu ayeti
Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz.

Kuran-ı Kerim 286 . sayfasında bulunan,İsra süresinin 57 nolu ayeti
Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır.

Kuran-ı Kerim 286 . sayfasında bulunan,İsra süresinin 58 nolu ayeti
Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazılıdır.

Kuran-ı Kerim 292 . sayfasında bulunan,Kehf süresinin 1,2,3,4 nolu ayeti
Hamd olsun Allah'a ki, O, (insanları) kendi tarafından çetin bir azap ile ikaz etmek, iyi iş ve davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için, içinde ebedî kalacakları (cennette) güzel bir ecir bulunduğunu müjdelemek ve «Allah evlât edindi» diyenleri de uyarmak için kuluna (Muhammed'e), kendisinde hiçbir (tezat ve) eğrilik bulunmayan dosdoğru Kitab'ı indirdi.

Kuran-ı Kerim 299 . sayfasında bulunan,Kehf süresinin 55 nolu ayeti
Kendilerine hidayet geldiğinde insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret talep etmekten alıkoyan şey, sadece, öncekilerinin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir!

Kuran-ı Kerim 299 . sayfasında bulunan,Kehf süresinin 58 nolu ayeti
Senin, bağışı bol olan Rabbin merhamet sahibidir; şayet yaptıkları yüzünden onları (hemen) muaheze edecek olsaydı, onlara azabı çarçabuk verirdi. Fakat kendilerine tanınmış belli bir süre vardır ki, artık bundan kaçıp kurtulacakları bir sığınak bulamayacaklardır.

Kuran-ı Kerim 302 . sayfasında bulunan,Kehf süresinin 86 nolu ayeti
Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.

Kuran-ı Kerim 302 . sayfasında bulunan,Kehf süresinin 87 nolu ayeti
O, şöyle dedi: «Haksızlık edeni cezalandıracağız; sonra o, Rabbine gönderilecek; sonra Allah da ona korkunç bir azap uygulayacak.»

Kuran-ı Kerim 307 . sayfasında bulunan,Meryem süresinin 45 nolu ayeti
Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.

Kuran-ı Kerim 309 . sayfasında bulunan,Meryem süresinin 75 nolu ayeti
De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.

Kuran-ı Kerim 310 . sayfasında bulunan,Meryem süresinin 79 nolu ayeti
Kesinlikle hayır! Biz onun söylediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız.

Kuran-ı Kerim 313 . sayfasında bulunan,Taha süresinin 48 nolu ayeti
Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir.

Kuran-ı Kerim 314 . sayfasında bulunan,Taha süresinin 61 nolu ayeti
Musa onlara: Yazık size! dedi, Allah hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur.

Kuran-ı Kerim 320 . sayfasında bulunan,Taha süresinin 127 nolu ayeti
Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.

Kuran-ı Kerim 320 . sayfasında bulunan,Taha süresinin 134 nolu ayeti
Eğer biz, bundan (Kur'an'dan) önce onları bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Ne olurdu, bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılığa ve rüsvaylığa düşmeden önce âyetlerine uysaydık!

Kuran-ı Kerim 322 . sayfasında bulunan,Enbiya süresinin 12 nolu ayeti
Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!

Kuran-ı Kerim 325 . sayfasında bulunan,Enbiya süresinin 46 nolu ayeti
Andolsun, onlara Rabbinin azabından ufak bir esinti dokunsa, hiç şüphesiz, «Vah bize! Hakikaten biz zalim kimselermişiz!» derler.

Kuran-ı Kerim 331 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 2 nolu ayeti
Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allah'ın azabı çok dehşetlidir!

Kuran-ı Kerim 331 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 4 nolu ayeti
Onun (şeytan) hakkında şöyle yazılmıştır: Kim onu yoldaş edinirse bilsin ki (şeytan) kendisini saptıracak ve alevli ateşin azabına sürükleyecektir.

Kuran-ı Kerim 332 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 8,9 nolu ayeti
İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde, sırf Allah yolundan saptırmak için yanını eğip bükerek (kibir ve azamet içinde) Allah hakkında tartışmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.

Kuran-ı Kerim 333 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 18 nolu ayeti
Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.

T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde bulunan İlmihal 1. cildinde tilâvet secdesinin yapılışı aşağıdaki gibi tarif edilmiştir.
  • Başta, tilâvet secdesi yapacak kişinin abdestli,üstünün başının temiz ve avret yerlerinin de örtülü olması şarttır.
  • Tilâvet secdesi yapmak niyetiyle abdestli olarak kıbleye dönülür
  • Eller kaldırılmaksızın "Allâhüekber" diyerek secdeye varılır.
  • Üç kere "Sübhâne rabbiye'l-a‘lâ" denildikten sonra yine Allâhüekber diyerek kalkılır.
  • Bu secdede aslolan, yüzün yere konulması, yani secde edilmesidir.
  • Secdenin oturduğu yerden değil de, ayaktan yere inilerek yapılması,secde yapıp oturmak yerine ayağa kalkılması müstehaptır.
  • Secdeden kalkarken "gufrâneke rabbenâ ve ileyke'l-masîr" denilmesi müstehaptır.

Kuran-ı Kerim 333 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 22 nolu ayeti
Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: «Tadın bu yakıcı azabı!» (denilir).

Kuran-ı Kerim 334 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 25 nolu ayeti
İnkâr edenler, Allah'ın yolundan ve -yerli, taşralı- bütün insanlara eşit (kıble veya mâbed) kıldığımız Mescid-i Harâm'dan (insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız.

Kuran-ı Kerim 337 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 47 nolu ayeti
(Resûlüm!) Onlar senden azabın çabuk gelmesini istiyorlar. Allah vâdinden asla dönmez. Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.

Kuran-ı Kerim 337 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 55 nolu ayeti
İnkâr edenler, kendilerine o saat ansızın gelinceye, yahut da (kendileri için hayır yönünden) kısır bir günün azabı gelinceye kadar onun (Kur'an) hakkında hep şüphe içindedirler.

Kuran-ı Kerim 338 . sayfasında bulunan,Hac süresinin 56 nolu ayeti
O gün, mülk Allah'ındır. İnsanlar arasında hüküm verir. (Bu hüküm gereği) iman edip iyi davranışlarda bulunanlar Naîm cennetlerinin içindedirler.

Kuran-ı Kerim 346 . sayfasında bulunan,Mü'minum süresinin 77 nolu ayeti
En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

Kuran-ı Kerim 350 . sayfasında bulunan,Nur süresinin 11 nolu ayeti
(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 350 . sayfasında bulunan,Nur süresinin 14 nolu ayeti
Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi.

Kuran-ı Kerim 351 . sayfasında bulunan,Nur süresinin 23,24 nolu ayeti
Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının, aleyhlerinde şahitlik edeceği gün onlar için çok büyük bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 358 . sayfasında bulunan,Nur süresinin 63 nolu ayeti
(Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.

Kuran-ı Kerim 360 . sayfasında bulunan,Furkan süresinin 19 nolu ayeti
(Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denir:) İşte (taptıklarınız), söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz. İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız!

Kuran-ı Kerim 362 . sayfasında bulunan,Furkan süresinin 37 nolu ayeti
Nuh kavmine gelince, peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde onları, suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Zalimler için acıklı bir azap hazırladık.

Kuran-ı Kerim 362 . sayfasında bulunan,Furkan süresinin 42 nolu ayeti
«Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı» diyorlar. Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!

Kuran-ı Kerim 364 . sayfasında bulunan,Furkan süresinin 65 nolu ayeti
Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.

Kuran-ı Kerim 365 . sayfasında bulunan,Furkan süresinin 69 nolu ayeti
Kıyamet günü azabı kat kat arttırılır ve onda (azapta) alçaltılmış olarak devamlı kalır.

Kuran-ı Kerim 365 . sayfasında bulunan,Furkan süresinin 77 nolu ayeti
(Resûlüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkârcılar! Size Resûl'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!

Kuran-ı Kerim 371 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 135 nolu ayeti
Doğrusu sizin hakkınızda muazzam bir günün azabından endişe ediyorum.

Kuran-ı Kerim 372 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 138 nolu ayeti
Biz azaba uğratılacak da değiliz.

Kuran-ı Kerim 372 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 156 nolu ayeti
Ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azabı yakalayıverir.

Kuran-ı Kerim 372 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 158 nolu ayeti
Bunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda, büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

Kuran-ı Kerim 374 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 187 nolu ayeti
Şayet doğru sözlülerden isen, üstümüze gökten azap yağdır.

Kuran-ı Kerim 374 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 189 nolu ayeti
Velhasıl onu yalancı saydılar da, kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. Gerçekten o, muazzam bir günün azabı idi!

Kuran-ı Kerim 374 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 200,201 nolu ayeti
Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

Kuran-ı Kerim 374 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 204 nolu ayeti
(Durmadan mucize talebiyle) onlar bizim azabımızı mı çarçabuk istiyorlardı?

Kuran-ı Kerim 375 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 213 nolu ayeti
O halde sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun!

Kuran-ı Kerim 376 . sayfasında bulunan,Neml süresinin 5 nolu ayeti
İşte bunlar, azabı en ağır olanlardır; ahirette en çok ziyana uğrayacaklar da onlardır.

Kuran-ı Kerim 392 . sayfasında bulunan,Kasas süresinin 64 nolu ayeti
«(Allah'a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!» denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

Kuran-ı Kerim 396 . sayfasında bulunan,Ankebut süresinin 10 nolu ayeti
İnsanlardan kimi vardır ki: «Allah'a inandık» der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, «Doğrusu biz de sizinle beraberdik» derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir?

Kuran-ı Kerim 397 . sayfasında bulunan,Ankebut süresinin 21 nolu ayeti
O, dilediğine azabeder, dilediğini esirger. Ancak O'na döndürüleceksiniz.

Kuran-ı Kerim 397 . sayfasında bulunan,Ankebut süresinin 23 nolu ayeti
Allah'ın âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenler -işte onlar- benim rahmetimden ümitlerini kesmişlerdir ve onlar için acıklı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 399 . sayfasında bulunan,Ankebut süresinin 34 nolu ayeti
«Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz.»

Kuran-ı Kerim 402 . sayfasında bulunan,Ankebut süresinin 53 nolu ayeti
Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.

Kuran-ı Kerim 402 . sayfasında bulunan,Ankebut süresinin 54 nolu ayeti
(Evet) senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Hiç şüpheleri olmasın, cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatacaktır.

Kuran-ı Kerim 402 . sayfasında bulunan,Ankebut süresinin 55 nolu ayeti
O günde azap, onları hem üstlerinden hem ayaklarının altından saracak ve Allah (onlara): «Yaptıklarınızı (cezasını) tadın!» diyecektir.

Kuran-ı Kerim 405 . sayfasında bulunan,Rum süresinin 16 nolu ayeti
İnkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.

Kuran-ı Kerim 410 . sayfasında bulunan,Lokman süresinin 6 nolu ayeti
İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 410 . sayfasında bulunan,Lokman süresinin 7 nolu ayeti
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de ona acıklı bir azabın müjdesini ver!

Kuran-ı Kerim 412 . sayfasında bulunan,Lokman süresinin 21 nolu ayeti
Onlara «Allah'ın indirdiğine uyun» dendiğinde: Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan, onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!

Kuran-ı Kerim 412 . sayfasında bulunan,Lokman süresinin 24 nolu ayeti
Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.

Kuran-ı Kerim 415 . sayfasında bulunan,Secde süresinin 14 nolu ayeti
(O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın!

Kuran-ı Kerim 415 . sayfasında bulunan,Secde süresinin 20 nolu ayeti
Yoldan çıkanlar ise, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! denir.

Kuran-ı Kerim 416 . sayfasında bulunan,Secde süresinin 21 nolu ayeti
En büyük azaptan önce, onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız; olur ki (imana) dönerler.

Kuran-ı Kerim 418 . sayfasında bulunan,Ahzap süresinin 8 nolu ayeti
Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı.

Kuran-ı Kerim 420 . sayfasında bulunan,Ahzap süresinin 24 nolu ayeti
Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Kuran-ı Kerim 420 . sayfasında bulunan,Ahzap süresinin 30 nolu ayeti
Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık bir hayâsızlık yaparsa, onun azabı iki katına çıkarılır. Bu, Allah'a göre kolaydır.

Kuran-ı Kerim 425 . sayfasında bulunan,Ahzap süresinin 57 nolu ayeti
Allah ve Resûlünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lânet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır.

Kuran-ı Kerim 426 . sayfasında bulunan,Ahzap süresinin 68 nolu ayeti
Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden kov.

Kuran-ı Kerim 426 . sayfasında bulunan,Ahzap süresinin 73 nolu ayeti
(Allah bu emaneti insana vermek sûretiyle), münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kadınların da tevbesini kabul buyuracaktır. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

Kuran-ı Kerim 427 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 5 nolu ayeti
Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışırcasına uğraşanlar için de, en kötüsünden, elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 428 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 8 nolu ayeti
«Acaba o, yalan yere Allah'a iftira mı etmiştir? Yoksa onda delilik mi var?» (dediler). Hayır! Ahirete inanmayanlar azaptadırlar ve derin bir sapıklık içindedirler.

Kuran-ı Kerim 428 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 12 nolu ayeti
Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.

Kuran-ı Kerim 428 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 14 nolu ayeti
Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı.

Kuran-ı Kerim 431 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 33 nolu ayeti
Zayıf sayılanlar da büyüklük taslayanlara: Hayır! Gece gündüz (işiniz) tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima Allah'ı inkâr etmemizi, O'na ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz, derler. Artık azabı gördüklerinde, için için yanarlar; biz de o inkâr edenlerin boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden cezalandırılırlar.

Kuran-ı Kerim 431 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 35 nolu ayeti
Ve dediler ki: Biz malca ve evlâtça daha çoğuz, biz azaba uğratılacak da değiliz.

Kuran-ı Kerim 431 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 38 nolu ayeti
Âyetlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlara gelince, onlar da azapla yüz yüze bırakılacaklardır.

Kuran-ı Kerim 432 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 42 nolu ayeti
Bugün birbirinize ne fayda, ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Biz zalim olanlara, yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın! diyeceğiz.

Kuran-ı Kerim 432 . sayfasında bulunan,Sebe süresinin 46 nolu ayeti
(Resûlüm! Onlara) de ki: Size bir tek öğüt vereceğim: İkişerli olarak, teker teker Allah'a yönelin ve düşünün! Arkadaşınızda (peygamberde) hiçbir delilik yoktur! O ancak şiddetli bir azap gelip çatmadan evvel sizi uyaran bir peygamberdir.

Kuran-ı Kerim 434 . sayfasında bulunan,Fatır süresinin 7 nolu ayeti
İnkâr edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

Kuran-ı Kerim 434 . sayfasında bulunan,Fatır süresinin 10 nolu ayeti
Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler yükselir (ulaşır). Onları da Allah'a amel-i sâlih ulaştırır. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur.

Kuran-ı Kerim 437 . sayfasında bulunan,Fatır süresinin 36 nolu ayeti
İnkâr edenlere de cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler, cehennem azabı da onlara biraz olsun hafifletilmez. İşte biz, küfürde ileri giden her nankörü böyle cezalandırırız.

Kuran-ı Kerim 445 . sayfasında bulunan,Saffat süresinin 9 nolu ayeti
Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 446 . sayfasında bulunan,Saffat süresinin 33 nolu ayeti
Şüphesiz o gün onlar azapta ortaktırlar.

Kuran-ı Kerim 446 . sayfasında bulunan,Saffat süresinin 38 nolu ayeti
Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız.

Kuran-ı Kerim 447 . sayfasında bulunan,Saffat süresinin 58,59,60,61 nolu ayeti
Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın.

Kuran-ı Kerim 451 . sayfasında bulunan,Saffat süresinin 176 nolu ayeti
Azabımızı acele mi istiyorlar?

Kuran-ı Kerim 451 . sayfasında bulunan,Saffat süresinin 177 nolu ayeti
Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!

Kuran-ı Kerim 452 . sayfasında bulunan,Sad süresinin 6,7,8 nolu ayeti
Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur'an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar.

Kuran-ı Kerim 452 . sayfasında bulunan,Sad süresinin 14 nolu ayeti
Onların her biri gönderilen peygamberleri yalanladılar da bu yüzden (kendilerine) azabım hak oldu.

Kuran-ı Kerim 453 . sayfasında bulunan,Sad süresinin 26 nolu ayeti
Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 455 . sayfasında bulunan,Sad süresinin 61 nolu ayeti
Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler.

Kuran-ı Kerim 459 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 13 nolu ayeti
De ki: Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından korkarım.

Kuran-ı Kerim 459 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 19 nolu ayeti
(Resûlüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın!

Kuran-ı Kerim 460 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 24 nolu ayeti
Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere «Kazandığınızı tadın!» denilir.

Kuran-ı Kerim 460 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 25 nolu ayeti
Onlardan öncekiler (peygamberleri) yalanladılar da farkına varmadıkları bir yerden onlara azap çattı.

Kuran-ı Kerim 460 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 26 nolu ayeti
Bu suretle Allah, dünya hayatında onlara rezilliği tattırdı. Ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bunu bilselerdi!

Kuran-ı Kerim 461 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 39,40 nolu ayeti
De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek, yakında bileceksiniz!

Kuran-ı Kerim 462 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 47 nolu ayeti
Eğer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın fenalığından (kurtulmak için) elbette bunları fedâ ederlerdi. Halbuki (o gün) onlar için, Allah tarafından, hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmıştır.

Kuran-ı Kerim 463 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 54 nolu ayeti
Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez.

Kuran-ı Kerim 463 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 55 nolu ayeti
Siz farkında olmadan, ansızın başınıza azap gelmezden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur'an'a) tâbi olun.

Kuran-ı Kerim 464 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 57,58 nolu ayeti
Veya: Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum, diyeceği, yahut azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam! diyeceği günden sakının.

Kuran-ı Kerim 465 . sayfasında bulunan,Zümer süresinin 71 nolu ayeti
O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler. «Evet geldi» derler ama, azap sözü kâfirlerin üzerine hak olmuştur.

Kuran-ı Kerim 466 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 2,3 nolu ayeti
Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır.

Kuran-ı Kerim 466 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 7 nolu ayeti
Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).

Kuran-ı Kerim 468 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 22 nolu ayeti
Bunun sebebi, peygamberleri kendilerine apaçık mucizeler getirdikleri halde, inkâr etmeleri idi. Allah da kendilerini tutup yakalayıverdi. Doğrusu O, kuvvetlidir; azabı da pek çetindir.

Kuran-ı Kerim 469 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 29 nolu ayeti
Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hakim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah'ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım eder? Firavun: Ben size kendi görüşümü söylüyorum ve yine size ancak doğru yolu gösteriyorum dedi.

Kuran-ı Kerim 471 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 45 nolu ayeti
Nihayet Allah, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden bu zatı korudu, Firavun'un kavmini ise kötü azap kuşatıverdi.

Kuran-ı Kerim 471 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 46 nolu ayeti
Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini azabın en çetinine sokun (denilecek)!

Kuran-ı Kerim 471 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 49 nolu ayeti
Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! diyecekler.

Kuran-ı Kerim 474 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 77 nolu ayeti
Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah'ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

Kuran-ı Kerim 475 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 84 nolu ayeti
Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman: Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik, derler.

Kuran-ı Kerim 475 . sayfasında bulunan,Mü'min süresinin 85 nolu ayeti
Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'ın kulları hakkında süregelen âdeti budur. İşte o zaman kâfirler hüsrana uğrayacaklardır.

Kuran-ı Kerim 477 . sayfasında bulunan,Fussilet süresinin 16 nolu ayeti
Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azâbını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardım da edilmez.

Kuran-ı Kerim 477 . sayfasında bulunan,Fussilet süresinin 17 nolu ayeti
Semûd'a gelince onlara doğru yolu gösterdik, ama onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Böylece yapmakta oldukları kötülükler yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarptı.

Kuran-ı Kerim 478 . sayfasında bulunan,Fussilet süresinin 25 nolu ayeti
Biz onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmuştur. Kuşkusuz onlar hüsrana düşenlerdi.

Kuran-ı Kerim 478 . sayfasında bulunan,Fussilet süresinin 27 nolu ayeti
O inkâr edenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız.

Kuran-ı Kerim 480 . sayfasında bulunan,Fussilet süresinin 43 nolu ayeti
(Resûlüm!) Sana söylenen, senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir. Elbette ki senin Rabbin, hem mağfiret sahibi hem de acı bir azap sahibidir.

Kuran-ı Kerim 481 . sayfasında bulunan,Fussilet süresinin 50 nolu ayeti
Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattırırsak: Bu, benim hakkımdır, kıyametin kopacağını sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak O'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır, der. Biz, inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve muhakkak onlara ağır azaptan tattıracağız.

Kuran-ı Kerim 484 . sayfasında bulunan,Şura süresinin 16 nolu ayeti
Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri, Rableri katında boştur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 484 . sayfasında bulunan,Şura süresinin 21 nolu ayeti
Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği bir dini getiren ortakları mı var? Eğer erteleme sözü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz zalimlere can yakıcı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 485 . sayfasında bulunan,Şura süresinin 26 nolu ayeti
Allah, iman edip iyi işler yapanların tevbesini kabul eder, lütfundan onlara, fazlasını verir. Kâfirlere gelince, onlara da çetin bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 486 . sayfasında bulunan,Şura süresinin 42 nolu ayeti
Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır.

Kuran-ı Kerim 486 . sayfasında bulunan,Şura süresinin 44 nolu ayeti
Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mı? dediklerini görürsün.

Kuran-ı Kerim 487 . sayfasında bulunan,Şura süresinin 45 nolu ayeti
Ateşe arz olunurlarken onların, zilletten başlarını öne eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar da: İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır, diyecekler. Kesinlikle biliniz ki, zalimler, sürekli bir azap içindedirler.

Kuran-ı Kerim 491 . sayfasında bulunan,Zuhruf süresinin 35 nolu ayeti
Ve onları zinetlere boğardık. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.

Kuran-ı Kerim 491 . sayfasında bulunan,Zuhruf süresinin 39 nolu ayeti
Zulmettiğiniz için bugün (nedâmet) size hiçbir fayda vermeyecektir. Çünkü siz, azapta ortaksınız.

Kuran-ı Kerim 491 . sayfasında bulunan,Zuhruf süresinin 42 nolu ayeti
Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

Kuran-ı Kerim 492 . sayfasında bulunan,Zuhruf süresinin 48 nolu ayeti
Onlara gösterdiğimiz her bir âyet (mucize) diğerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye onları azaba uğrattık.

Kuran-ı Kerim 492 . sayfasında bulunan,Zuhruf süresinin 50 nolu ayeti
Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler.

Kuran-ı Kerim 493 . sayfasında bulunan,Zuhruf süresinin 64 nolu ayeti
Çünkü Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.

Kuran-ı Kerim 494 . sayfasında bulunan,Zuhruf süresinin 74,75 nolu ayeti
Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar, azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir.

Kuran-ı Kerim 495 . sayfasında bulunan,Duhan süresinin 10,11 nolu ayeti
Şimdi sen, göğün, insanları bürüyecek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bu, elem verici bir azaptır.

Kuran-ı Kerim 495 . sayfasında bulunan,Duhan süresinin 12 nolu ayeti
(İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).

Kuran-ı Kerim 495 . sayfasında bulunan,Duhan süresinin 15 nolu ayeti
Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz.

Kuran-ı Kerim 496 . sayfasında bulunan,Duhan süresinin 30 nolu ayeti
Andolsun biz, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan kurtardık.

Kuran-ı Kerim 497 . sayfasında bulunan,Duhan süresinin 47,48,49,50 nolu ayeti
(Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! (ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.

Kuran-ı Kerim 497 . sayfasında bulunan,Duhan süresinin 56 nolu ayeti
İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar. Ve Allah onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır).

Kuran-ı Kerim 498 . sayfasında bulunan,Casiye süresinin 8 nolu ayeti
O, Allah'ın kendisine okunan âyetlerini işitir de sonra büyüklük taslayarak sanki hiç onları duymamış gibi (küfründe) direnir. İşte onu acı bir azap ile müjdele!

Kuran-ı Kerim 498 . sayfasında bulunan,Casiye süresinin 9 nolu ayeti
(O) âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!

Kuran-ı Kerim 498 . sayfasında bulunan,Casiye süresinin 10 nolu ayeti
Ötelerinde de cehennem vardır. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara hiçbir fayda vermez. Büyük azap onlaradır.

Kuran-ı Kerim 498 . sayfasında bulunan,Casiye süresinin 11 nolu ayeti
İşte bu Kur'an bir hidayettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere gelince, onlara en kötüsünden, elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 503 . sayfasında bulunan,Ahkaf süresinin 18 nolu ayeti
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.

Kuran-ı Kerim 503 . sayfasında bulunan,Ahkaf süresinin 20 nolu ayeti
İnkâr edenler ateşe arzolunacakları gün (onlara şöyle denir): Dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı alçaltıcı bir azap göreceksiniz!

Kuran-ı Kerim 504 . sayfasında bulunan,Ahkaf süresinin 21 nolu ayeti
Âd kavminin kardeşini (Hûd'u) an. Zira o, kendinden önce ve sonra uyarıcıların da gelip geçtiği Ahkaf bölgesindeki kavmine: Allah'tan başkasına kulluk etmeyin. Ben sizin büyük bir günün azabına uğramanızdan korkuyorum, demişti.

Kuran-ı Kerim 504 . sayfasında bulunan,Ahkaf süresinin 24 nolu ayeti
Nihayet onu, vâdilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce: Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur, dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır!

Kuran-ı Kerim 505 . sayfasında bulunan,Ahkaf süresinin 31 nolu ayeti
Ey kavmimiz! Allah'ın davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarınızı kısmen bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun.

Kuran-ı Kerim 505 . sayfasında bulunan,Ahkaf süresinin 34 nolu ayeti
İnkâr edenlere, ateşe sunulacakları gün: Nasıl, bu gerçek değil miymiş? denildiğinde: Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmiş, derler. Allah: Öyleyse inkâr etmenizden dolayı azabı tadın! der.

Kuran-ı Kerim 505 . sayfasında bulunan,Ahkaf süresinin 35 nolu ayeti
O halde (Resûlum),peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar hakkında acele etme, onlar vâdedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldan çıkmış topluluklardan başkası helâk edilir mi hiç!

Kuran-ı Kerim 510 . sayfasında bulunan,Fetih süresinin 6 nolu ayeti
(Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!

Kuran-ı Kerim 512 . sayfasında bulunan,Fetih süresinin 16 nolu ayeti
Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.

Kuran-ı Kerim 512 . sayfasında bulunan,Fetih süresinin 17 nolu ayeti
Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değildirler.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır.

Kuran-ı Kerim 513 . sayfasında bulunan,Fetih süresinin 25 nolu ayeti
Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.

Kuran-ı Kerim 518 . sayfasında bulunan,Kaf süresinin 23,24,25,26 nolu ayeti
Yanındaki arkadaşı: «İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!

Kuran-ı Kerim 520 . sayfasında bulunan,Zariyat süresinin 14 nolu ayeti
Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.)

Kuran-ı Kerim 521 . sayfasında bulunan,Zariyat süresinin 37 nolu ayeti
Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.

Kuran-ı Kerim 522 . sayfasında bulunan,Tur süresinin 1,2,3,4,5,6,7,8 nolu ayeti
Tûr'a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab'a, Beyt-i Ma'mûr'a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.

Kuran-ı Kerim 523 . sayfasında bulunan,Tur süresinin 17,18 nolu ayeti
Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar Rablerinin kendilerine verdikleriyle sevinerek cennetlerde ve nimet içindedirler. (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

Kuran-ı Kerim 523 . sayfasında bulunan,Tur süresinin 27 nolu ayeti
«Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine işleyen azaptan korudu.»

Kuran-ı Kerim 524 . sayfasında bulunan,Tur süresinin 47 nolu ayeti
Şüphesiz zulmedenlere, ondan başka da azap vardır. Fakat çokları bilmezler.

Kuran-ı Kerim 528 . sayfasında bulunan,Kamer süresinin 16 nolu ayeti
Benim azabım ve uyarılarım nasılmış!

Kuran-ı Kerim 528 . sayfasında bulunan,Kamer süresinin 18 nolu ayeti
Âd kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler).

Kuran-ı Kerim 528 . sayfasında bulunan,Kamer süresinin 21 nolu ayeti
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

Kuran-ı Kerim 529 . sayfasında bulunan,Kamer süresinin 30 nolu ayeti
(Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım nasıl oldu!

Kuran-ı Kerim 529 . sayfasında bulunan,Kamer süresinin 36 nolu ayeti
Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.

Kuran-ı Kerim 529 . sayfasında bulunan,Kamer süresinin 37 nolu ayeti
Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!» (dedik).

Kuran-ı Kerim 529 . sayfasında bulunan,Kamer süresinin 38 nolu ayeti
Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.

Kuran-ı Kerim 529 . sayfasında bulunan,Kamer süresinin 39 nolu ayeti
İşte azabımı ve uyarılarımı tadın! (denildi).

Kuran-ı Kerim 538 . sayfasında bulunan,Hadid süresinin 13 nolu ayeti
Münafık erkeklerle münafık kadınların, müminlere: Bizi bekleyin, nurunuzdan bir parça ışık alalım, diyeceği günde kendilerine: Arkanıza dönün de bir ışık arayın! denilir. Nihayet onların arasına, içinde rahmet, dışında azap bulunan kapılı bir sur çekilir.

Kuran-ı Kerim 539 . sayfasında bulunan,Hadid süresinin 20 nolu ayeti
Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.

Kuran-ı Kerim 541 . sayfasında bulunan,Mücadele süresinin 4 nolu ayeti
(Buna imkân) bulamayan kimse, hanımıyla temas etmeden önce ardarda iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurur. Bu (hafifletme), Allah'a ve Resûlüne inanmanızdan dolayıdır. Bunlar Allah'ın hükümleridir. Kâfirler için acı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 541 . sayfasında bulunan,Mücadele süresinin 5 nolu ayeti
Allah'a ve Resûlüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için küçük düşürücü bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 542 . sayfasında bulunan,Mücadele süresinin 8 nolu ayeti
Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber'e karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi içlerinden de: Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi? derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir orası!

Kuran-ı Kerim 543 . sayfasında bulunan,Mücadele süresinin 15 nolu ayeti
Allah onlara çetin bir azap hazırlamıştır. Gerçekten onların yaptıkları şey çok kötüdür!

Kuran-ı Kerim 543 . sayfasında bulunan,Mücadele süresinin 16 nolu ayeti
Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 544 . sayfasında bulunan,Haşr süresinin 3 nolu ayeti
Eğer Allah onlara sürgünü yazmamış olsaydı, elbette onları dünyada (başka şekilde) cezalandıracaktı. Ahirette de onlar için cehennem azabı vardır.

Kuran-ı Kerim 545 . sayfasında bulunan,Haşr süresinin 7 nolu ayeti
Allah'ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler, Allah, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.

Kuran-ı Kerim 546 . sayfasında bulunan,Haşr süresinin 15 nolu ayeti
(Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 551 . sayfasında bulunan,Saff süresinin 10 nolu ayeti
Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?

Kuran-ı Kerim 555 . sayfasında bulunan,Teğabün süresinin 5 nolu ayeti
Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar (dünyada) yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acı bir azap da vardır.

Kuran-ı Kerim 558 . sayfasında bulunan,Talak süresinin 8 nolu ayeti
Rabbinin ve O'nun elçilerinin emrinden uzaklaşıp azmış nice memleketler vardır ki, biz onları (ahalisini) çetin bir hesaba çekmiş ve onları görülmemiş azaba çarptırmışızdır.

Kuran-ı Kerim 558 . sayfasında bulunan,Talak süresinin 10 nolu ayeti
Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Ey inanan akıl sahipleri! Allah'tan korkun. Allah size gerçekten bir uyarıcı (kitap) indirmiştir.

Kuran-ı Kerim 561 . sayfasında bulunan,Mülk süresinin 5 nolu ayeti
Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.

Kuran-ı Kerim 561 . sayfasında bulunan,Mülk süresinin 6 nolu ayeti
Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. O, ne kötü dönüştür!

Kuran-ı Kerim 562 . sayfasında bulunan,Mülk süresinin 18 nolu ayeti
Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!

Kuran-ı Kerim 563 . sayfasında bulunan,Mülk süresinin 28 nolu ayeti
De ki: Allah beni ve beraberimdekileri (sizin istediğiniz üzere) yok etse veya (öyle olmayıp da) bizi esirgese, (söyleyin bakalım) inkârcıları yakıcı azaptan kurtaracak kimdir?

Kuran-ı Kerim 564 . sayfasında bulunan,Kalem süresinin 33 nolu ayeti
İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!

Kuran-ı Kerim 565 . sayfasında bulunan,Kalem süresinin 44 nolu ayeti
(Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.

Kuran-ı Kerim 567 . sayfasında bulunan,Mearic süresinin 1,2,3 nolu ayeti
Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından inkârcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamayacağı azabı istedi!

Kuran-ı Kerim 567 . sayfasında bulunan,Mearic süresinin 6 nolu ayeti
Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar.

Kuran-ı Kerim 568 . sayfasında bulunan,Mearic süresinin 11,12,13,14 nolu ayeti
Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.

Kuran-ı Kerim 568 . sayfasında bulunan,Mearic süresinin 27,28 nolu ayeti
Rablerinin azabından korkanlar, ki Rablerinin azabı(na karşı) emin olunamaz;

Kuran-ı Kerim 569 . sayfasında bulunan,Nuh süresinin 1 nolu ayeti
Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.

Kuran-ı Kerim 572 . sayfasında bulunan,Cin süresinin 16,17 nolu ayeti
Şayet doğru yolda gitselerdi, bu hususta kendilerini denememiz için onlara bol su verirdik. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır.

Kuran-ı Kerim 573 . sayfasında bulunan,Müzzemmil süresinin 12,13 nolu ayeti
Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap vardır.

Kuran-ı Kerim 579 . sayfasında bulunan,İnsan süresinin 31 nolu ayeti
O, dilediğini rahmetine dahil eder. Zalimlere gelince, onlar için elem verici bir azap hazırlamıştır.

Kuran-ı Kerim 580 . sayfasında bulunan,Mürselat süresinin 29 nolu ayeti
(İnkârcılara o gün şöyle denilir:) yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin!

Kuran-ı Kerim 581 . sayfasında bulunan,Nebe süresinin 30 nolu ayeti
Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.

Kuran-ı Kerim 582 . sayfasında bulunan,Nebe süresinin 40 nolu ayeti
Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: «Keşke toprak olsaydım!» diyecektir.

Kuran-ı Kerim 583 . sayfasında bulunan,Naziat süresinin 25 nolu ayeti
Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

Kuran-ı Kerim 589 . sayfasında bulunan,İnşikak süresinin 24 nolu ayeti
(Resûlüm!) Onlara acı azabı müjdele!

Kuran-ı Kerim 589 . sayfasında bulunan,Buruc süresinin 10 nolu ayeti
Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.

Kuran-ı Kerim 593 . sayfasında bulunan,Fecr süresinin 25 nolu ayeti
Artık o gün, Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.



Sitede bulunan ayet mealleri TÜRKİYE DİYANET VAKFI sitesinden alınmıştır.Bu meali hazırlayan heyette Prof.Dr. Hayrettin Karaman , Prof.Dr. Ali Özek , Prof.Dr. İbrahim Kafi Dönmez , Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı , Prof.Dr. Sadrettin Gümüş , Doç.Dr. Ali Turgut bulunmaktadır.Allah hepsinden razı olsun.

T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kur'an-ı Kerim sayfasını ziyaret etmenizi öneririm.

Bir müslümanın ilk dini bilgi kaynağı Kuranı Kerim olmalıdır.
Kuranı Kerim'den sonra ise günümüzde önerebileceğim kaynak ise T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinden ücretsiz indirebileceğiniz iki cilt ve 1200'den fazla sayfadan oluşan İlmihal'dir.