Kuran-ı Kerim 8 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 57 nolu ayeti
Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve «Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz» (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı.

Kuran-ı Kerim 32 . sayfasında bulunan,Bakara süresinin 210 nolu ayeti
Onlar, ille de buluttan gölgeler içinde Allah'ın ve meleklerinin gelmesini mi beklerler? Halbuki iş bitirilmiştir. (Allah nizamı artık değişmez.) Bütün işler yalnızca Allah'a döndürülür.

Kuran-ı Kerim 87 . sayfasında bulunan,Nisa süresinin 57 nolu ayeti
İnanıp, iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu (tatlı) bir gölgeye koyarız.

Kuran-ı Kerim 170 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 160 nolu ayeti
Biz İsrailoğullarını oymaklar halinde oniki kabileye ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya, «Asanı taşa vur!» diye vahyettik. Derhal ondan oniki pınar fışkırdı. Her kabile içeceği yeri belledi. Sonra üzerlerine bulutla gölge yaptık, onlara kudret helvası ve bıldırcın eti indirdik. (Onlara dedik ki) «Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yeyin.» Ama onlar (emirlerimizi dinlememekle) bize değil kendilerine zulmediyorlardı.

Kuran-ı Kerim 172 . sayfasında bulunan,A'raf süresinin 171 nolu ayeti
Bir zamanlar dağı İsrailoğullarının üzerine gölge gibi kaldırdık da üstlerine düşecek sandılar. «Size verdiğimi (Kitab'ı) kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız» dedik.

Kuran-ı Kerim 250 . sayfasında bulunan,Ra'd süresinin 15 nolu ayeti
Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah'a secde ederler.

+ Dikkat.Secde ayetdir.Tilavet secdesi hakkında bilgi için tıklayınız.

Kuran-ı Kerim 253 . sayfasında bulunan,Ra'd süresinin 35 nolu ayeti
Takvâ sahiplerine vâdolunan cennetin özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir.

Kuran-ı Kerim 271 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 48 nolu ayeti
Allah'ın yarattığı herhangi bir şeyi görmediler mi? Onun gölgeleri, küçülerek ve Allah'a secde ederek sağa sola döner.

Kuran-ı Kerim 275 . sayfasında bulunan,Nahl süresinin 81 nolu ayeti
Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı. Dağlarda da sizin için barınaklar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar yarattı. İşte böylece Allah, müslüman olmanız için üzerinize nimetini tamamlıyor.

Kuran-ı Kerim 363 . sayfasında bulunan,Furkan süresinin 45 nolu ayeti
Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmedin mi? Eğer dileseydi, onu elbet hareketsiz kılardı. Sonra biz güneşi, ona delil kıldık.

Kuran-ı Kerim 374 . sayfasında bulunan,Şuara süresinin 189 nolu ayeti
Velhasıl onu yalancı saydılar da, kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. Gerçekten o, muazzam bir günün azabı idi!

Kuran-ı Kerim 387 . sayfasında bulunan,Kasas süresinin 24 nolu ayeti
Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütfuna) muhtacım, dedi.

Kuran-ı Kerim 436 . sayfasında bulunan,Fatır süresinin 19,20,21 nolu ayeti
Körle gören, karanlıkla aydınlık, gölge ile sıcak bir olmaz.

Kuran-ı Kerim 443 . sayfasında bulunan,Yasin süresinin 56 nolu ayeti
Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar.

Kuran-ı Kerim 534 . sayfasında bulunan,Vakıa süresinin 30 nolu ayeti
Uzamış gölgeler,

Kuran-ı Kerim 534 . sayfasında bulunan,Vakıa süresinin 43,44 nolu ayeti
Serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar;

Kuran-ı Kerim 578 . sayfasında bulunan,İnsan süresinin 14 nolu ayeti
(Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.

Kuran-ı Kerim 580 . sayfasında bulunan,Mürselat süresinin 30,31 nolu ayeti
Üç kola ayrılmış, (ama) ne gölgelendiren ne de alevden koruyan bir gölgeye gidin.

Kuran-ı Kerim 580 . sayfasında bulunan,Mürselat süresinin 41,42 nolu ayeti
Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında, canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.